Hakkımda kategorisine ait tüm yazılar
A. Necati Mert'e, Sakarya kültürüne ve Türk edebiyatına yaptığı katkılardan dolayı Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Senatosu tarafından Fahri Doktora unvanı verildi.
Diyelim sanatçı doğmuşsunuz. Şiir, öykü, roman ve çeşitli konularda yazılar yazıyorsunuz. Doğal olarak da yarattığınız bu güzellikleri başkalarıyla...
Öykü ve deneme yazarı Necati Mert’in yeni yayımlanan öykü kitabının adı; Gönüller Küçüldü. Uzunlu kısalı 36 öyküden oluşuyor kitap.
Sakarya Üniversitesi Senatosu 1 Mart’taki 386 nolu toplantısında Necati Mert’e, kırk yıldır istikrarlı olarak öykü, deneme ve incelemeler yazması,..
ADAPAZARI'NA "ZAMANSIZ" BAKIŞ
Erdem DÖNMEZ, Türk Edebiyatı, Sayı: 462, Nisan 2012
Usta öykücü Necati MERT, Zamansız adında kitaplaştırdığı öyküleriyle Ekim ayında Hece Yayınları aracılığıyla okuyucusuyla buluştu, Aralık ayı içinde ise Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi tarafından yılın hikâye kitabı ödülünü kazandı.
NECATİ MERT'İN "ZAMANSIZ"I ÜZERİNE DÜŞÜNMEK Abdullah HARMANCI, Mahalle Mektebi, Sayı: 5, Mayıs-Haziran 2012
Necati Mert, yeni öykü kitabı "Zamansız"la, 1972’de başlattığı öykü serüvenine yeni bir halka daha ekledi. Mert’in öykülerini okurken, gerek tematik gerekse anlatımsal bağlamda Memduh Şevket Esendal’ı hatırlamamak çok zor.
Necati Mert ağırlıklı olarak dil üzerine yazdığı denemelerini topluyor "Kelepir Sepet" adlı eserinde.
Necati Mert, uzun yıllardır deneme ve öyküyü birlikte götüren ve Türk edebiyatında benzerine az rastlanır bir nitelik taşıyan bir yazar.
Usta öykücü Necati Mert, "Zamansız" adlı kitabıyla kendi öykü zincirine yeni bir halka ekledi. 1970’lerden günümüze yazdığı öykülerle Türk öykücülüğünde kendi konumunu belirlemiş ve bir öykü tavrıyla öne çıkmıştır.
Necati Mert, öykülerinin merkezine Adapazarı’nı koyarak, buradaki insanlık hâllerini, sanatçı bunalımlarını, sokak gözlemlerini hikâyeleştirir. Öykülerdeki eşyaya, insanlara, olaylara bakış, anlatıcı profili benzerdir.
Bu bir “Park” yazısı, ama başka bir “Gezi” yazısı değil. Haliyle, başlıktaki park da Gezi Parkı değil.
Yavaş, sakin, ölçülü adımlarla yola çıkan Okur Kitaplığı 2011 sonu, 2012 başı itibariyle en faal yayınevlerinden biri. Şiir ve hikâye kitaplarıyla başlamışlardı. Şimdi daha çok roman, tarih, siyaset kitapları basıyorlar.
Necati Mert'in "Ömer Seyfettin/ İslamcı, Milliyetçi ve Modernist Bir Yazar" isimli kitabı Kaknüs Yayınları arasından çıktı.
Yazar-öykücü Necati Mert, hatıralarının içinden, taşrada bir kitabevinin yıllar süren yaşama mücadelesini anlatıyor.
Günümüz edebiyatının en genç ve en hızlı yükselişe sahip türüdür öykü. Bu gençlik ve hız, öykünün yeni türediği veya
Bazı mekânların, insanların kişisel tarihinde yeri bir başkadır ya; taşrada da, okuyan insan için kitabevlerinin yeri sanırım apayrıdır.
Kırk yılın usta kalemi Necati Mert, 1972’de hikâye ile girdiği edebiyata, hikayeyi elden bırakmadan deneme, gazete yazıları ve inceleme - araştırmayla devam etti.
Türkçe edebiyatın usta yazarlarından Necati Mert, yazın hayatında hikâyeciliğiyle kazandığı haklı yeri, denemeleri ve gazete yazıları ile pekiştirmiş, öğretmen kökenli bir yazar.
Bazı yazarlar ya da şairler şehirlerle birlikte anılır.O yazarın ya da şairin adı anıldığında, şehrin adı da gelir akla.
Geceye Uçurulan Güvercinler… İlkin adının hüzne benzer, yalnızlığa benzer, buruk bir gülümsemeye benzer çağrışımlarıyla okuyucuyu çeken bir kitapla karşı karşıyaydım…
Kırk yılı aşkın yazarlık hayatında duruşundan taviz vermeyen, edebiyatı topluma ulaşmak için bir araç bilen, ancak edebiyatı salt aracı konumundan uzak tutarak edebî olma vasfını koruyan Necati Mert...
İstanbul’a en yakın Anadolu denir Adapazarı’na. Bu tabiri bir arkadaşımdan duymuştum fakat yaygın, anonim gibi gelmişti kulağıma.
Necati Mert’in öykücülüğünde “Mustafa’nın Karesi”nin özel bir yeri vardır. Söz konusu hikâye, yazarın ilk hikâyesi olup, 1972
Necati Mert’in öykülerini okuyunca 70’li yılların edebiyat–kültür ortamında yaşanan hararetli tartışmalardan birini anımsıyorum: “Yerellik ve evrensellik” tartışması bu.
Öykücünün işi zordur. Bunu en iyi bilen de öykü okurudur. Niye mi? Her roman okuru roman yazmak gibi bir iştah içinde değildir ama...
En çok okunan yazılar